Aydın’da faaliyet gösteren kadın dernekleri, Ege Kadın Buluşması adı altında bir araya geldi. Bütün kadın dernek temsilcilerinin olduğu toplantıda kadına yönelik şiddet ve çözümleri ile ilgili bir avukat ve bir psikolog eşliğinde sunum yapıldı.
Aydın’da faaliyet gösteren kadın dernekleri, Aydın Kadın Efeler Derneği Başkanı Gülsevil Ergünoğlu öncülüğünde Avukat Serenay Turan ve Psikolog Yasemin Demirbaş eşliğinde bu yıl ikincisi yapılan Ege Kadın Buluşması adı altında bir araya geldi. Etkinliğin Ege’deki bütün illerde eş zamanlı yapıldığı ve kadına yönelik şiddetin konuşulduğu ifade edildi.
“KADINLAR TOPLUMSAL BASKIDAN KENDİNİ İFADE EDEMİYOR”
Konu ile ilgili kadınlara sunum hazırlayan Avukat Serenay Turan, şiddet kavramının kelime anlamına, şiddetin türlerine, şiddet ile ilgili hukuki haklara değinerek kadınlara sunum yaptı. Şiddet gören kadınların toplumsal baskılardan ötürü kendini ifade edememelerini belirten Turan, şiddetin toplumsal bir sorun olduğunu ve kamuoyu ile paylaşılması gerektiğini aktardı. Turan konu ile ilgili sayısal verileri de paylaştı. Turan’ın paylaştığı verilere göre; 2009 yılında dünya genelinde yapılan araştırmalarda dünyada kadına şiddet oranı 3’te 1 iken bu oran Türkiye’de 5’te 2 olarak hesaplandı. Bunun yanı sıra dünyada cinsel şiddete maruz kalan ve bunu dile getiren kadınların oranı yüzde 15 iken; cinsel şiddete uğrayıp bunu herhangi bir kişi veya kurumla paylaşmayanların oranı yüzde 48 olarak hesaplandı. Kadın cinayetleri ile ilgili hesaplamalarda ise cinayet faillerinin yüzde 40 ile yüzde 70 oranında koca ya da sevgili olduğu hesaplandı.
“ÖNCE DİLİMİZİ VE HAREKETLERİMİZİ DÜZELTMELİYİZ”
Kadın şiddeti ile ilgili kadın dernek yöneticilerini bilgilendiren Psikolog Yasemin Demirbaş, şiddetin çok küçük yaşlardan itibaren çocuklara evde öğretildiğini, şiddetin azalması için öncelikle dildeki kuramların düzeltilmesi gerektiğini belirtti. Demirbaş, “Şiddet dediğimiz olgu ne yazık ki çok küçük yaşlarda yerleşiyor çocuklarımızın bilinç altına. Evde çocuklarımı ikna etmek ya da tatmin etmek için onların gözü önünde bir eşyaya ya da herhangi başka bir canlıya şiddet uygulayabiliyoruz. O yaşlarda canını yakanın canını yakmayı öğrenen çocuklarımız büyüyünce de bu şekilde davranmaya devam ediyor. Sürekli dilimizde de şiddet içerikli kelimeler kullanıyoruz. Şiddeti bitirmek istiyorsak önce dilimizdeki kuramları değiştirmemiz lazım. Dil değişmedikçe hiçbir hukuki yol ile bu işe kesin bir çözüm bulamayacağız. Şiddeti ortadan kaldırmak istiyorsak yetiştirdiğimiz çocuklarımıza iyi birer rol model olmayı ve onları hem davranışlarımızla hem de sözlerimizle şiddetten uzak tutmalıyız” dedi.